30 Mayıs 2013 Perşembe

Survivor'dan bir Duygu Çetinkaya geçti!


Sıkı bir Survivor takipçisi olduğumu beni takip edenler bilir. Issız bir adada ya da ormanda bir kaç arkadaşımla beraber yaşamak benim garip hayallerimden biridir. Survivor da bu hayalimi bir izleyici olarak şu an için tatmin ediyor :) 

Bu yıl Survivor'ın kadrosunu gördüğümde başta bu sezonun pek keyifli geçeceğini düşünmemiştim fakat başladıktan sonra fikrimi değiştiren biri oldu.  Hemen ilk bölümde dikkatimi çekti. Çok ince düşünen biri olarak hayatımda sinir olduğum her şeye onun da aynı şekilde tepki verdiğini gördüm. Haksızlığa ve iki yüzlülüğe tepki gösterişi kısa sürede beni kendisine bağladı. 
Kimden bahsediyorum tabiki Duygu Çetinkaya'dan :) 



Tanınmış biri olsa da neden Gönüllü kadrosunda diye baya bi konuşuldu fakat daha sonra bu konuyla ilgili açıklama yapıldı. Ünlüler kadrosu tamamlandığı için ve Survivor'a katılmayı gerçekten çok istediği için Gönüllü olarak Gönüllüler adasında mücadele etmeyi tercih etmiş. Çok da iyi yapmış.

Bilindiği üzere yeni bir ortama girdiğinde sesin herkesten fazla çıkarsa, bir şeylere hemen tepki göstermeye başlarsan sevilmezsin. Kimse senin haklı olup olmadığına bakmaz, o artık klasikleşmiş bir durumdur. Sen de bu duruma daha çok sinir olur ve bu yüzden bir çok kişiyle sorun yaşarsın. Daha sonra da bu üzerine yapışır ve ne kadar haklı olursan ol bu kitle senin haklı olduğunu görmeksizin daima seni suçlamaya başlar. 
İşte Duygu da aynen bunları yaşadı. 


1 adada 2 ayrı grup olarak yaşamaya başladılar. Duygu ve diğerleri.. Her elemede Duygu'nun ismi fix çıkar hale geldi. Ama o her elemede karşı tarafı elemeyi başardı. Ta ki son elemeye kadar. Oraya gelmeden önce Duygu'nun Survivor macerasına bakalım..

Survivor'da şimdiye kadar bırakın bayanı, erkek olarak hiç kimse kendi evini yapıp tüm Survivor yaşamı boyunca sadece orada kalmamıştı. Duygu bunu tek başına başardı.

Survivor'da hiçbir bayan yarışmacı kendi balığını tutmamıştı, Duygu bunu da başardı.

Hiçbir zaman pes etmedi, yılmadı, kimseden korkmadı! Çoğu insanın olamayacağı kadar cesurdu, çoğu insanın olamayacağı kadar azimli ve çoğu insanın olamayacağı kadar duyarlı!


Adada bunlar olurken Türkiye'de ise onu destekleyen, desteklemeyen, ismini zikretmeyen kimse kalmadı.

Bu yılın tartışmasız Survivor'da en çok konuşulan ismi oldu.

Hayatı boyunca haklı haksıza karışmamış her şeye susmuş, sesini çıkaranı bastırmaya çalışmış hep kendini haklı görmüş kesim onu sevmedi.

Gördüğü haksızlığa tepki gösteren, zayıf durumdaki insanların yanında olan, iki yüzlülüklerin ortaya çıkmasını destekleyen ve adaleti savunan kesim onu çok sevdi..


 Benim sevme nedenim ise onda kendimi görmem.. Adadakilerin dediği gibi duyguların aşırı yaşayan biri olması. Mutluyken çok mutlu, üzgünken çok üzgün ve sinirliyken çok sinirli.. Neye tepki göstersem onun da tepki göstermesi ve her zaman doğrudan, dürüstlükten yana olması. Ona yapılan haksızlıkları sineye çekip her zaman barışçıl oluşu ve her zaman kendinden çok ona yakın olanları düşünmesi, koruması ve savunması..
O yüzden benim bu sezon Survivor Kahramanım tartışmasız Duygu Çetinkaya'dır.


ve malesef adadaki yaşamı bu hafta sonlandı. Her ne kadar açıklanan sms sonuçlarındaki oy oranının % desi beni pek tatmin etmese de Duygu'nun Survivor macerası bu hafta sona erdi.. Kendisine kızdığım tek nokta dokunulmazlık sembol oyunlarında yaptığı basit hatalar yüzünden şu an ondan önce elenmesi gereken insanlar yerine kendinin adaya veda etmesine izin vermesi.. Onun dışında iyi ki onu daha iyi tanımış ve içindeki gerçek Duygu'yu görmüşüz.. 

Son olarak
Hayatta böyle insanların da olduğunu görmek umut verici.. 
Her insanın hayatında Duygu gibi biri olmalı mutlaka :)


21 Mayıs 2013 Salı

Eurovision Song Contest 2013


Bütün bir yıl beklediğimiz Eurovision Büyük Finali 18 Mayıs Cumartesi akşamı gerçekleşti. 
Yarışmayı 281 oyla baştan beri favori gösterilen ve benim de çıktığı ilk günden itibaren abartısız ortalama 2 günde bir üst üste 2-3 kez dinlediğim 'Only Teardrops' şarkısıyla Danimarka kazandı.

Emmelie de Forest - Only Teardrops (281 puan 1.)



Danimarka'nın 1. olması bekleniyordu da bazı ülkeler aldıkları oylarla büyük şaşkınlık yarattı. 
Önce 1. Yarı Final'de Avusturya'nın finale çıkamaması, daha sonra 2. Yarı Final'de İsrail ve San Marino'nun finale çıkan 10 ülke arasına girememesi herkes için beklenmedik bir olaydı. 
Büyük Final'e baktığımızda ise kimilerinin fan balonu, kimilerinin ise (ben de dahil) ilk 5'te yer alacağına inandığımız Almanya'nın sadece 18 oy alıp yarışmayı 21. sırada bitirmesi de bu yılın en büyük sürprizlerden biri oldu. Ne kadar çok abartıldı da dense ilk 10'da olmalıydı mutlaka. 


Doğrudan finale çıkan 5 kurucu ülkeden sadece İtalya ilk 10'da kendine yer bulabildi ve 7. oldu.
Biz çok iyiyiz. Tutulan değil kendi beğenimiz doğrultusunda şarkı seçer öyle de oy alırız style takıldıkları sürece de bu sonucun pek değişeceğini sanmıyorum.

Marco Mengoni - L'Essenziale (191 puan 7.)



Geçen yılın 1. cisi ev sahibi İsveç bu yıl da favorilerim arasındaydı fakat onlar da ilk 10'a giremeyen ülkeler arasında yerlerini aldılar. Zaten şarkı ne kadar iyi olursa olsun tekrar üst üste 2. kez 1. yapacaklarını sanmıyordum. O yüzden şaşırmadım.

 

Robin Stjernberg - You (62 puan 14.)



Yarı finalle birlikte farklarına vardıran Gürcistan direk favorilerim arasına girmeyi başardı fakat çok geç kaldılar farkedilmek için. İlk 10'a girmeyi hakediyorlardı.

Nodi & Sophie - Waterfall (50 puan 15.)



Yine Ukrayna da yarı finalle birlikte dikkatimi çeken ülkeler arasındaydı. Şarkıya ne kadar fena halde sardırmış olsam da 1. olacak bir havası yoktu. Puanı ve sıralaması gayet güzel onun için.

Zlata Ognevich - Gravity (214 puan 3.)



Bir çok kişinin favorisi olan benimse sadece nakaratını beğendiğim şarkısıyla Norveç kendisine 4. sırada yer buldu.

Margaret Berger - I Fell You My Love (191 puan 4.)



Ve bunlar arasında Eurovision tarihlerinde gerek şarkı seçimleri, gerek koreografileri, gerek Eurovision'a verdikleri önem bakımından çok takdir ettiğim kardeş ülke Azerbaycan yine harika bir performansla geceyi 234 puanla 2. tamamladı. Eğer Danimarka baştan beri bu kadar favori olarak gösterilmeseydi kesinlikle bu yılın galibi Azerbaycan olurdu ama bu da oldukça iyi bir başarı. Hiç 2. olmamışlardı o da olmuş oldu :)

Farid Mammadov - Hold Me (234 puan 2.)



Sonuç olarak çok sevgili TRT kimseye sormadan almış olduğu Eurovision'a katılmıyoruz ve yayınlamıyoruz kararlarıyla bu yıl Türk Eurovision severlere büyük saygısızlık etti. O yüzden ne kadar bir Eurovision sever olsam da önceki yıllar kadar keyif alamadım şahsen izlerken.


Eurovision'a dair aklında kalan seni etkileyen şeyler nelerdi diye sorarsanız, bu yılın postcardları harikaydı. 1. Yarı Final açılışında Loreen'in çocuk korusuyla beraber Euphoria'yı seslendirmesi resmen tüylerimi diken diken etti. Büyük Final'de de Emmelie'nin kazandığının açıklanmasından sonra sahneye uzanan beyaz köprüden geçiş anı da aklımda kalan güzel anlardan bir diğeriydi.


TRT'ye akıl fikir dileyerek yazıyı noktalıyorum.
Seneye Danimarka da bakalım neler izleyeceğiz..

2 Mayıs 2013 Perşembe

Bu Aralar Sardırdırklarım #2 : Nasıl Öğrendin Unutmayı (Kolpa)


Genelde ben yeni bir albüm çıktığında eğer çok sevdiğim bir şarkıcı değilse albümü çıkaran, tüm albümü dinlemem, sadece çıkış şarkısı ve sosyal medya'da gözüme çok çarpan bir şarkı olursa onu dinlerim içinden. Diğer şarkıları kliplendiğinde ilk kez dinliyormuş gibi değerlendirip eğer seversem sardırırım. 

Şimdi onlardan birine geç de olsa Kolpa'nın Nasıl Öğrendin Unutmayı'sına fena halde sardırdım. Özellikle günün öğle saatlerinde üst üste yüksek seste dinliyorum :) Kolpa yeni çıkmış bir grup olmasına rağmen şarkılarını çok iyi. Karşılığını da gerek dinlenme oranları, gerek de şarkılarının sevilmesi açısından fazlasıyla alıyor. Henüz dinlemeyeniniz varsa eminim siz de çok seveceksiniz :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...